
Ben çok parkçı değilim, şu manada; Pazar sabahları kahvaltısı için şehrin manasızca yeşil bırakılmış yerlerinde menemen yerken saçıma giren dalın hangi ağaca ait olduğu üzerine polemiğe girecebilecek bilgiye sahip değilim, ayrıca hangi mevsimde çıkacağı belli olmayan bir allerjim var, ağaç böceklerine karşı çantamda ilaç taşıyorum. Ama bir süredir bu şehirde mahalle parklarının pek temiz ve uyumaya pek uygun olduğunu farkına varmaktayım. Yıldız parkı, emirgan, hidiv kasrı filandan bahsetmiyorum, Kağıthane'de, Tophane'de, ayaküstü simit yemelik, on dakika uyumalık, az ağlamalık, biraz kafa dinlemelik o küçük yerlerden bahsediyorum. Bir süredir bu şehrin park ve bahçeler müdürü olan adam beyoğlu’lu ve orman mühendisliği mezunuymuş. Beşiktaş’tan gelip Karaköy’e giden arabalara bakarken, ihtiyar, geveze bir çınar gölge ederken, temiz bir bankta oturup, yan bankta ağır mahalle dedikodusu eden amcalar mini eteğime laf etmezken uyuya kalabildiğim için park ve bahçeler müdürüne ve bana ilham veren yan bank komşuma teşekkür ederim.
1 yorum:
şehrin bir kalbi var. dokunmak isteyenler için...
Yorum Gönder