28 Ocak 2010 Perşembe

kar

Şehrin çok sıcak ama gerçekten bir gününde telefonum çaldı, babam;
-Nerelerdesin
-Galata köprüsünde
-Bu sıcakta?
-Serinliğe gidiyorum
-?
-Süleymeniye’ye
Hava gerçekten çok sıcaktı, hani o banyoya girip çıkmakla, havalandırmayı açmanın çözüm olmadığı nemli öğlenlerdendi, köprüyü, yokuşu göze aldım Süleymaniye’ye gittim ve uzun süre caminin içinde oturdum. O günlerde bu şehirde ya tam donanımlı bir plazada ya da Mimar Sinan’ın yaptığı bir yapıda zaman geçirmek gayet akıllıca bir davranıştır, başka türlü başa çıkılmaz o yapışkan sıcakla. Kar yağdığında ise herşey güzeldir şehirde, günlerdir süren yırtıcı soğuk dinmiş, pisliği beyazlık örtmüş, kimse bir yere yetişmeye çalışmamaktadır. İşte o gün tüm randevular iptal edilebilir ve arkeoloji müzesine gidilebilir; bu muhafazakar şehrin en erotik mekanına, erkeklerin tümden çıplak olduğu, kadınların eteklerini zarifçe diz üstüne çektiği, ve tuhaftır kadınların ve erkeklerin birarada eğlendiği, sadece ve sadece karın kadınların başını örttüğü o yokuş üstü, zannımca karın bu şehirde en güzel kıldığı mekana gidilebilir hatta gidilmelidir.

Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...