17 Nisan 2007 Salı

Bir şehrin sahipleri o şehirde en çok fotoğrafı olanlar değildir



Şehir çoğunlukta olanlara aittir, o şehirle en çok anısı olanlara değil. Yönetim biçimimiz demokrasi, nostalji değil. Bir kentte söz sahibi olmanın yolu oy vermektir, kentin yöneticisi çoğunluğun oyu ile seçilir. Yönetimden memnun değilsek, kahvelerde, gazetelerde, meydanlarda, rakı sofralarında ve bir daha ki seçimlerde oy pusulasında muhalefet yapmaya hakkımız vardır. Ama şehre bizden sonra gelen, kentin yönetiminin tapu, elektrik, su verdiği, vergi ödeyen, kentli olmayı henüz öğrenememiş, öğrenmek için hiç bir gayret sarfetmeyenlerden daha fazla sahibi değilizdir kentin. Seçim sabahı bruch’ından özveride bulunmayıp sandığa gitmeyen birinden bir kez daha Beyoğlu’na kravatsız çıkılmayan günlere methiye ya da hafta sonları nargilecileri dolduran Seyrantepeli’lerden şikayet duyarsam midem feci şekilde bozulacak. Evet.. metro yapıldı, mertlik ya da herneyse bozuldu. Hazım bozukluğu yaptı biz doğma büyüme istanbullularda, artık “onlar” da inebiliyorlar hafta sonları beyoğluna, kalabalık yapıyorlar, harçlıkları yetmediği için starbucks’ta oturamıyorlar ve bir gidip bir geliyorlar caddede hatta çoğu cesaret bile edemiyor Galatasaray’dan öteye geçmeye. Kızlar elele tutuşuyorlar, sandığımız gibi değil, sadece birbirlerini sevdikleri ve korktukları için vitrinlerden. Bağırarak konuşuyorlar bizim sesimizi bastırmak için, saçlarını en renkli boyalarla boyuyorlar bizden güzel olmak için. Oğlanların cebinde hep bir küçük çakı, eksikliklerini tamamlamak, oraya ait olmadığını hatırlatan olursa cevap vermek için. Bu şehrin kadınları üzerine yüzlerce filim seyrettiler, televolelerde her gece bir başkasının cipinden inen kadınları gördüler, başka bilgileri yok. Onlar da bu şefkatten istiyorlar paylarını. Gece ikide yanından yalnız başına geçen kadından talepleri oldu elbet, kelimeleri olmadığından elleriyle istediler sevgiyi, biz polise şikayet ettik.
Metroyu sevmedik biz İstanbullular, çok ucuz, çok hızlı, herkes kullanabiliyor, herkes ulaşabiliyor Beyoğluna. Mutlu azınlık tablomuzu bozdu raylı sistem. Korkuyoruz “onlarla” aynı suyu içersek tenimizin rengi değişir diye. Şehrin girişine gaz odaları inşa etmeye gücü yetmeyenler, metroda mendil tutuyor burunlarına.
Olanlardan memnun olmamak çoğunluğa inanmamayı gerektirmez. Bize benzemeyenlerin şehre sahip olduklarında gerçek görgümüzü gösterme (şansımız) zamanımız gelmiş olacak.

Bir şehrin sahipleri o şehirde en çok fotoğrafı olanlar değildir.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

aklın zamanı gelmiş
dilruba haber etmiş

aydın

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...