16 Haziran 2007 Cumartesi

BEYRUT 10.06.2007



Pazar, çan sesleri ile uyandım, otelin hemen yakınında cemaati filipinliler olan katolik kilisesi var. Hava çok sıcak. Yapılacak en iyi şeyin suya girmek olacağına kanaat getirip bikini formatına geçtim. “Deniz geçen yaz ki savaşta çok kirlendi” diyorlar. Ben de o yüzden tüm “beyaz beyrutlular”ın yaptığı gibi kendime bir club seçtim; Saint George yacht club. Saint george Hariri’nin önünde süikasta uğradığı otel, o haliyle duruyor. Deniz kenarı club olarak hayatına devam ediyor. Girişi tabii pahalı, yeme içme ondan da pahalı. Hopörlörlerden fransızca bir radyo beyrut sosyetesine bir gün de olsa kendilerini fransada hisssetme şansı veriyor. Terlikler topuklu, burunlar ve göğüsler ameliyatlı, adamlar paralı.
Bir ara iki üç helikopter, tabii ki asker, pek yakın seyrettiler havuz üzerinde, millet dağıldı. Ben de. Fener’e kadar yürüdüm, yürürken denize bakan şık mahallelerin fotoğraflarını çekiyordum ki asker abi geldi, çektiklerimi sildirdi. Güvenlik alanı imiş. Yürüyerek otele döndüm. Akşam Gemmayze’ye italyan lokantasına gittik. Olio; küçük, temiz, leziz bir lokanta Lübnan şarabı Kafreye içtik. Şehir merkezinden ve sonra bayağı ıssız sokaklardan geri döndük. Şehir merkezi’ni hala gündüz gözüyle göremedim. Hariri ciddi bir restorasyon yapmış, hala da devam ediyor. Sanırım fotoğraf çekmek mümkün olmayacak, çünkü saray, meclis, devlet binaları hep orada.

Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...