4 Aralık 2008 Perşembe

Vlora han (güllü bina)



Bir laf arıyorum, umursamazlıkla cahilliğin bir arada olduğu hatta içinde biraz da suç anlamı bulunan, bulursam bu yapının bugünkü halini tarif etmek için kullanacağım. Alaladelik desem az kalır.
Ben güllü bina dedim gördüğümden beri, yanından geçerken neredeyse kokusunu duyarım güllerinin, adı “Vlora han”mış. Adı yok binanın üstünde, varsa da görünmüyor, hertarafı tabela ile kaplı. Bir köşe bina, hani gavur memleketlerde rastladığımızda heyecanla fotoğrafını çektiğimiz, kalın kaplı fotoğraf kitaplarında gördüğümüzde, “vay be adam yapmış” dediğimiz o, şehrin güzel köşelerini tutan, tuttuğu köşenin hakkını veren yapılardan benim güllü binam. Kıyıda köşede de değil üstelik, bayağı bayağı şehrin ortasında, Sirkeci’de, büyük postanenin çaprazında, Muhsirbaşı sokak ile büyük postane sokağı birleştiren köşede, sirkeci garının isini üstüne giymiş, tüm o çirkin tabelalara rağmen hala fingirdek, sırtında güllü şalı ile mütevazi duruyor. Oysa bu şehirde hiç de mütevazi durması gerekmeyen yapılardan biri Vlora han, her katından ayrı ezgi gelse, tomurcuk açan o balkonlarının her birinden ayrı güzel kadın başı uzansa hiç bir istanbullu’nun şikayeti olmaz sanırım. Ama şimdilik böyle işte.

Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...