27 Kasım 2008 Perşembe

Sancta Terra


Hep kapalı duran kapılar var bu şehirde, sıklıkla önlerinden geçtiğim, belki bir gün açık bulur, gizlerini keşfederim diye beklediğim. Bunlardan iki tanesi yanyana, bir köşeyi tutmuşlar ; biri Tomtom kaptan sokağının, diğeri Postacılar sokağının son kapısı, aslında ikisi de aynı mekana açılıyor. Bu köşe, zaman, mekan yitiminin yaşandığı o sayısız istanbul köşelerinden biri. Kapılardan biri Sancta terra şapelinin diğeri ispanyol elçiliğinin kapısı. Tabii ikisi de kullanılmıyor bugün. İspanyol fransiskenlere ait şapel 1871 yangınından sonra inşa edilmiş, 1670 yapılan aslının yerine. Şapelin içinde mezarlık varmış, görmeye can atıyorum. İçinden yukardaki Santa Maria kilisesine de geçit varmış, ah bir açık yakalasam şu kapıyı… Elçiliğin tabelası şapel kapısının üstüne asılmış, bir manası yok sanırım, öylesine pencereye sıkıştırılmış. Postacılar ufak bir dirsek yaptıktan sonra bu dar köşede tomtom kaptanla birleşiyor, yine de aydınlık bir noktası şehrin. Küçük İtalya derlermiş ya bu bölgeye, doğru gerçekten.
Sokak fotoğrafı, kapıların tam önünden görülen Tomtom kaptan sokağının halidir. Şahanedir. 



Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...