19 Nisan 2009 Pazar


- nasılsın birader
- memleket gibi, idare ediyoruz.

Pek hoşuma gitti doğrusu, bu soruyu ben de «istanbul gibi » diye cevaplamaya karar verdim, değil mi ki şehir « küçük bir vatan»dır. Bol yamalı, destekli, eskiden vazgeçememiş, köhnemiş, yeni olanla bağ kurmak için sıra sıra uydular kurmuş, doğayla tek bağı kuru dallar kalmış bir hayat. Yok, lafım kötü değil, iyiyiz aslında, içerisi sıcak, sağlam, halledeceğiz, memleket gibi…

Ortalık karışıkmış gibi görünüyor, oysa her zaman olduğundan daha karışık değil mevzu. Adını bildikleri, eşleri dostları karakola düştü diye eseflendiler, kederlendiler, tepelere çıkıp şikayetler ettiler. Pek kederlendiler gece yarıları evler basıldı diye, pijamalarıyla hanımlar polislere göründü, bilgisayarlar özensizce talan edildi, suçu ispatlanmamış beyler karakollara düştü diye. Ben de üzüldüm izansızlıklar yapıldı diye ama yine de kendimi alamıyorum onlara « aramıza hoşgeldiniz » demekten. Hukuğa sayıp sövmek kolay değildir hanımlar beyler, sövecekseniz başınıza gelmeden yapacaktınız. Hadi daha önce bilmiyordunuz, yeni anladınız gün ortasında sebebsiz karakola alınmanın nasıl uygunsuz bir durum olduğunu, o zaman sizinle, olmadı, ahbablarınızla aynı günlerde çok daha çirkin bir operasyonla karakola alınan 51 kişinin durumunu düşünün. Üstelik onların büyük bir kısmı bu memleketin meclisinde temsil hakkı olan bir partinin üyeleri. Benimle aynı memlekette yaşayan insanların verdiği oylarla yönetime gelen adamlar içeriye alındılar ve ben o günden beri onların başına gelenleri bilmiyorum. Ve üstelik benim şikayet edeceğim bir merci yok. Bu bir şey değil, memleketi, şehri geçtim, mahallemde geceleri götürülen çocukların haberini bile alamıyorum, ben değil, anası alamıyor haberlerini.
Anıtkabire çıkanlar, bugün oraya çıkacağınıza geçtiğimiz senelerde bir zahmet cumartesi annelerinin yanına gelseydiniz bugün oraya gitmenize gerek kalmazdı belki de. Sorgusuz sualsiz ilk içeri alınan siz değilsiniz, bunu farketmeniz için bu mu gerekiyordu ? eh…iyi o zaman...
Bu arada yarın 20 nisan 2009, Hrant’ın mahkemesi var, hani şu kimin yargılandığı belli olmayan mahkeme, ama mahkeme kurulmuş bir kere, abimin kanı yerde kalmasın…

Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...