23 Ağustos 2007 Perşembe

mardin 22 ağustos 2007




istanbul 'dan 1449 uzakta
Hayatımda gördüğüm en uçsuz bucaksız manzaraya bakıyorum. Arkamda Mardin Kalesi, önüm boydan boya mezopatamya, üstümde yıldızlar.
Burayla ilgili duyduğum, okuduğum tüm o masalsı kelimeler asla yapay ya da abartılı değilmiş. İnsan burayı anlatmak için yeni kelimeler icad etmek istiyor, bildiğimiz diğer yerleri tasvir için kullanılan sözler sanki eksik ya da yalnış olurmuş gibi. Henüz tam olarak hissedemedim, bir uyuyup uyanmalıyım bu şehirde ama havaalanından şehre gelen o sadece dağ taş olan yolda tamamen yeni, ne olduğunu hemencecik ifade edemeyeceğim farklı bir dünyada olduğumu anladım. Dilin, coğrafyanın farklılığı ile ifade edilemeyecek daha karmaşık bir yenilik var burada benim için. Bu taraflarda gördüğüm diğer şehirler de elbet farklıydı istanbul’dan, ama burasının karşılaştırılacak bir tarafı yok, burası bizim şehir tariflerine uymuyor, uzaktan, evet bir masalkent, dar sokaklarında her an bir karabasana dönüşebilecek bir rüya.

Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...