14 Ekim 2007 Pazar

1941 baharında saat onbeş. Merdivenlerin üstünde güneş Yorgunluk Ve telaş


Yıkmaya bayılıyoruz, eskiye tahammülümüz yok. Tamir ettirene kadar yenisini alıyoruz ev eşyalarının, tahtalara bakım yaptırmak yerine söküp laminat döşetiyor, mermerlerden nefret ediyor, italyan tezgah koyuyoruz mutfaklara. Ne yalan söyleyeyim, ben de yapıyorum. Kaç kere yan gözle baktım evin yarısını kaplayan anneanneden kalan koltuklara, “şunları yarın kapıya koysam da bir güzel ikea’dan gidip şöyle ucuzundan rahat, yer kaplamayan koltuklar alsam” diye. Eskiler yer kaplıyor, kıyamıyoruz ama hareket kabiliyetimizi sınırlıyorlar. Ben evimdekiler için geceden sabaha karar verebiliyorum ama şehir yöneticilerinin benim gibi hareket etmelerine katlanamıyorum. AKM ve Haydarpaşa üzerine yazmadan mevzuatlarını bilmem, meseleyi iyi kavramam gerektiğini düşünüyordum. Karar verdim; hayır, tepki göstermek için herşeyi bilmem gerekmiyor. Ben buralıyım, bu mekanları senelerdir kullanıyorum, getirisini götürüsünü bilmeden de fikrimi söyleyebilirim. AKM de Haydarpaşa da çok büyükler, ikisi de şehrin en güzel yerlerine kurulmuşlar, elbet bugünün şehircilik anlayışıyla çok daha iyi kullanılabilirler. Bunun için yıkmak şart mıdır yani?
Yönetim AKM’nin “istanbul’un ihtiyaçlarına yanıt veremediğini” savunuyor. Hangi bina, hangi sistem, hangi yönetim istanbul’un ihtiyaçlarına yanıt veriyor ki? AKM’den başlamak doğru bir seçim mi? Değil tabii ki. İnsanlar AKM’nin önünde buluşurlar, köpekler AKM’nin önünde uyur, sevgilililer AKM’nin önünde vedalaşır, servisler AKM’nin önünden kalkar, AKM tüm bir mayısların şahidi. Sadece bunlar için bile orada durmalı AKM, opera, tiyatro, konseri saymıyorum bile, onlara yer bulunur ne de olsa. AKM’den başlanmamalı yenilenmeye. Ne de Haydarpaşa’dan. Biri bu kadar güzel bir bina yapmış, bir diğerleri de üstüne 495 satır şiir yazmışsa ve bir şehir halkı orada bunca anı üretmişse, ve şehirde yolunda gitmeyen binbir başka şey varsa, bırakın yahu bu binaları.

Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...