22 Kasım 2007 Perşembe

bir illuzyon olarak çamaşır günü


“İlluzyon” dedi bir ahbabım bugün, şehirli kimliğimi meşrulaştırmak için bir istanbul illuzyonu yarattığımdan tereddüt eder gibiydi. Her lafını can kulağı ile dinlediğim bir adam olduğu için sorguladım kendimi. Şehir üstüne yazdıklarım sadece görmek istediklerim mi? Sadece eskiye ait, bugün gerçekliği olmayan durumlar mı? Olabilir mi acaba? Onbeş dakikalık mesafeye birbuçuk saatte ulaşılabilen, yayalara ayrılmış yollarda arabaların parkettiği, yapıların inasanilikten uzak, sadece barınak olarak inşa edildiği, ev yapmak için ağaçların kesildiği, suyun elektriğin düzenliği olarak kesildiği bir şehirden bahsettiğimi unutuyor muyum acaba? Gördüklerim bir illuzyon mu gerçekten? Öyle olsa gerek; Salıncağı, kaydırağı, anneler için şahane oturma birimleri, kum bahçesi ile bir güzel şehrin ortasına konmuş bir çocuk parkında mis gibi yıkanmış çamaşırları, dövülmüş halıları asılı görmüş olamam. Oysa mahallede çocuk boldu, sokak aralarında kendilerine tuhaf bir asker oyunu bulmuş, birbirlerine “onbaşı, yüzbaşı, asker” diye bağırarak, ellerinde ki sopalarla savaş ediyorlardı, vurulanları, çocuk parkının hemen yanındaki gerçek mezarlığa mahsuscuktan gömüyorlardı. Evet, bu olsa olsa bir illuzyon, bugün ki istanbul’da ne işi var bunların?

1 yorum:

hasat dedi ki...

Evet hâlâ böyle yerler var ama görebilene. İlüzyon değil korkmayın:)

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...