2 Ekim 2008 Perşembe

Bayram


Uzun bayram tatillerinde şehirde kalmayı hep sevmişimdir, tek zorluğu ilk gün, tüm kalanlarla beraber köprü geçmek zorunda kalmaktır. Her nedense herkesin akrabası kendine göre “karşı tarafta”dır. Anlaşılmaz bir durum; bayramda her istanbullu köprüden en az bir kere geçmeye çalışır. Her neyse, bu köprü sorunu halledildikten sonra, bayram İstanbul’u pek keyifli bir hal alır. Şehirde kalanlar arasında tuhaf bir dayanışma hissi doğar sanki. Uzun zamandır planlanan ama bir türlü gerçekleştirilemeyen buluşmalar, kolaylıkla, kimi zaman tesadüfle, kimi zaman ufak bir çaba ile gerçekleşir, zaman kısıtlı olmadığı için uzun konuşulur ve hatta susma lüksüne bile sahip olunur. “Bitmeyen işler yüzünden” bir türlü vasıl olunamayan o kanapeye artık yayılınabilir, seyredilmesi hiç de şart olmayan filimler ardarda seyredilebilir, çizgi romanlar suçluluk hissine kapılmadan ferah ferah okunabilir. Misal ben, üç romantik komedi seyrettim (şimdi kendime gelmek için 5 csi, 3 shield, 3 numbers bölümü seyretme cezası verdim), iki martin mystere okudum. Mercan’da çeyrek kokoreç, midye tava yanında yarım bira içtim, Asmalı mescit’te yürürken Şimdi’de ikamet eden ahbabımı görüp içeri girdim, sonra tanığım ve şehirde kalan tanıdığım –sanırım- herkes içeri girdi, Şimdi’nin sarımsaklı makarnası makbul, onu anladım. Bir başka bayram gününde Çukurlu çeşme sokağında kararsız dururken, ya İstiklal’e doğru yürüyecek Simurg’un açık olup olmadığına bakacaktım ya da Sıraselviler’e çıkıp, kalabalığa karışmadan eve dönecektim ki Nizam pide’de karın doyurmakta olan arkadaşlarımın olduğunu öğrenip Büyükparmakkapı’ya yöneldim. Aslında ben Balık pazarın’da ki Nizam pide’yi tercih ederim ama bu da iyidir. Adı yanıltıcı Nizam pide’nin, beğendi “yatağı”nda tas kebabını kuşbaşılı pidesine tercih ederim açıkcası. Ama bu bayram günü sadece bir çaylarını içtim ve sonuçta İstiklal’e yönelip, Simurg’a girdim, çay servisi, kedileri, depodan çıkarılan kitapları ile evet açıkmış, masraf kapısı. Sonra caddeye çıkmaya cesaret edemedim, geri döndüm çukurlu çeşme’den sıraselviler’e, çukurcuma’ya dönmeden markete girip, kanapemde şart olmayan filimleri seyrederken yiyeceğim gereksiz yiyecek ve içecekleri aldım. Eve girmeden, ahbab olduğum dükkanlara kafamı uzatıp iyi bayramlar diledim, bir tanesinde Yansımalar çalıyordu. Bakkal Cafer takım kıyafet giymişti. Bayramları seviyorum.

Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...