18 Aralık 2008 Perşembe

13 aralık 2008


Bir şehirli hangi şehirde olursa olsun kendine ait bir yerler bulmakta gecikmez ve sanırım aşk da olduğu gibi şehirlerinde her yaşta geçilen farklı yolları vardır. Ben bu şehrin kuzeyinde yaşamadım, oysa her geldiğimde biraz daha rahat hisseder oldum buralarda, mesela Clichy’de. Fazla Henry Miller okumuş olmamın bir etkisi olabilir mi acaba ? 
Gerçek bir turist olmaya karar verdim, müze gezeceğim, liste bile yaptım. Modernlerde gözüm yok, arkeolojide hiç yok. 17 ile 19 yüzyıl arası bana yeter de artar bile. Sabah musee d’art decoratif üç saatimi aldı, üstelik her yerini de gezmedim, her odada ikişer üçer saat olması neyle açıklanıyor acaba ? 
Öğlen yol arkadaşlarımla buluştum, Passage Vivien’de bir şarap degüstasyon yerinde şarap içtim, ne anlarım ben degüstasyondan ? 

Günün ilk yarısını ağır burjuva geçirmiş olmanın verdiği yükünü hafifletmek amacıyla kendimi Clichy’ye erotizm müzesine attım. Oldukça farklıydı sabah gezdiğim müzeden, haliyle. Yedi kat erotizm –kimi katlarda pornografi- yüzüm gözüm açıldı. Çok soğuk, bu gece evde oturmalı

Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...